10 Temmuz 2010 Cumartesi

Müşteri her zaman haklı mıdır?

… sonuçta sizin ücretinizi veriyorlar ve verdikleri ücrete karşılık bir hizmet bekliyorlar. o zaman haklı mı oluyorlar? belki de… sizden bekledikleri hizmet, ürününü nasıl pazarladığınız ve gösterdiğinizle ilgili. daha çok bilinirlik, daha fazla ürünü sattırma, tüketiciyi kendileri çekme, markanın gücünü vurgulama ve ürünle ilgili bilgileri vermek için çalışıyoruz. fikirlerin iyi olması, aynı kategoride bulunan mevcut markalarla olan rekabette üstünlük getiriyor. fikirleri destekleyen görsel çalışmalar ise tüketicide o markayla ilgili olarak bir yakınlaşma, hatırlama ve caziplik sağlıyor. o yüzden birbirine benzer tasarımlar yapmamak gerekiyor ki reklamı yapılan ürünler ayrışsın.

görsellik çok önemli. çünkü okuyucu/izleyici görselle ilk önce vuruluyor ve ardından diğer yazılı materyale yöneliyor. insanlığın varoluşundan beri devam eden bir süreç bu. fikir elbette ki önemli ama göz ilk önce görseli algılayıp ondan sonra yoluna devam eder. ayrıntılara bütünden sonra iner ve ona göre algı sağlatır.

işimiz, fikri destekleyen ya da fikri oluşturan görsel tasarımlar yapmak. çoğu zaman görselle birlikte oluşturuyoruz genel fikri çünkü beynimiz bunun üzerine kurulu. halen gelişen, kendisini besleyen ve sürekli beslemeye devam eden, çözüm bulan ve üreten bir tasarım ajansı olduğumuzu düşünüyoruz. işimizi biliyoruz ve halen öğreniyoruz. peki ajanslarla çalışan müşteriler eğer bunları biliyorlarsa, doğru çözümü sunacağımızı düşünerek bizim gibi ajanslarla çalışıp, her ay belli bir ücret ödüyorlarsa neden kendi istekleri doğrultusunda hareket etmek istiyorlar? zaten işimizi biliyorsa bize ihtiyacı yoktur. demek ki onun bilmediği bir şeyi biliyoruz ve meslek seçimimizi buna göre şekillendirip bir hizmet sunuyoruz.

"bu sanki olmamış gibi. şu imajı biraz yana kaydırsak nasıl olur? logoyu biraz daha büyütelim. şekildeki gibi bir piktogram koyalım. size bir ilan gönderiyorum, oradaki gibi bir lay-out kullanabilir miyiz? yazı fontunu (!) değiştirebilir miyiz? puntoyu biraz büyütelim" vs.

bu ve buna benzer yüzlerce müşteri isteği sayabilir ve yazıyı daha da uzatabilirim. ama blog’u izleyen reklamcılar zaten bunları biliyor. böyle müşterilerle ise her gün karşılaşıyorsunuz, keza bunların birçoğu bize de rastlıyor. sizden defalarca revizyon yapmanızı istiyor ve işinizden soğumanıza neden oluyorlar. kendi içlerinde çeliştikleri ve anlaşamadıkları için sürekli revizyon yapıyoruz. ve mecraya çıkana kadar bu böyle devam ediyor.

bazen şuna da rastlıyorsunuzdur: işinizi sizden daha iyi bilen müşteri profili! “şunu şöyle yaparsanız, bu daha iyi olur” mantığıyla, aslında ‘ben böyle olmasını istiyorum, benim görsel tasarım gücüm senden daha kuvvetli” düşüncesini sizin üzerinizde deneyen müşteri profilidir bu. sanat okullarından mezun olup, belli başlı ajanslarda deneyim edinip sonra bunların aslında bir hiç olduğunu size göstermeye çalışan profildir bu.

müşteri her zaman haklı değildir, olamaz. nasıl bir doktora, işini nasıl yapacağını meslektaşları dışında, bu işin profesyoneli olmayanlar söyleyemezse, müşterilerin de aynen bu şekilde düşünmeleri gerekiyor. biraz egolarını ve verdikleri ücreti bir kenara bırakıp, işi profesyonellere devretmeleri lazım. sonuçta bireysel değil, insanları etkileyen işler yapıyoruz.

bir ilanın macerası bu yaziyi tamamiyle özetliyor.

ilk günden son güne kadar bir ilan ne gibi safhalardan geçer, buyrun görün. aralardaki yorumlar, müşteri temsilcilerinin yaratıcı grup ile diyaloglarını yansıtır.

ürün: victorinox(isviçre çakısı)

















“ayyy, çok etkileyici, ama biraz daha açıklayıcı olabilir miyiz? vermek istediğimiz mesajı kaçıranlar olabilir… ayrıca ürünü ve logomuzu biraz büyütsek… hı?”

















“başlık güzel olmuş der müşteri, ancak biraz daha direkt mesaj verebilir miyiz diye sorarlar. espiriyi anlatan bir alt başlık koysak nasıl olur? ha bir de world logosunu koyalım lütfen.”

















“çok ufak değişiklikler var. başlığa ek olarak victorinox’un lider konumuna vurgu yapalım. ayrıca world card’ın sadece logosu yeterli olmuyor, önemli olan peşin fiyatına 12 taksit olması. ürün biraz büyüse, bir de alt başlık okunmuyor… ha unutmadan, bir de ‘seçkin mağazalar’ lafını ekleyelim pliiiz, satış ekibi istiyormuş.
internet adresimizi de unutmayalım!”

















“arkadaşlar, paslanmazlık bizim için önemli, lütfen ekleyelim. ayrıca müşteri hizmetlerimizden bahsedelim, en azından logosunu koyalım. world card aşağıda yeterince dikkat çekmiyor, daha görünür bir yere alalım. bir de bölge müdürlüklerinin telefonları hayati, aman unutmayalım.”


















“çok iyi bir haberim var, genel kurulda ilan çok beğenilmiş. sadece bir kaç küçük arzuları var: zemin renginde espirinin yeterince patlamadığı düşünüyorlar, haksız da sayılmazlar. aynı sorun ürün için de geçerli, nasıl biraz daha ön plana çıkarabiliriz? bir de world taksit olayını ayrı bir bölüm olarak açsak. hemen yapabiliriz değil mi bu değişiklikleri?”

















“yine beeeen! heeeey, ikiniz de pek yakışıklısınız bugün! ilanla ilgili ne diycem, şu alet kutusunu ile ürünü ayırsak, ürünü tek başına göstersek. zira fiyatlar 50 ytl’nin altına düştü, mutlaka duyurmamız lazım. ama espirimizi mutlaka tutalım.”

















“ya çocuklar, çok canım sıkkın. müşteri deli etti, illa ki ürünü açık görmek istiyor, yoksa ne işe yaradığının anlaşılmayacağından korkuyorlar. bu yüzden çakının kullanım alanlarını da biraz olsun görmek isterler. bir de değişik renk alternatiflerimiz var ya, onları koydurmak istiyorlar ilana.”

















“arkadaşlar yüzdük yüzdük sonuna geldik! ilana biraz sıcaklık katmamız lazım. kullanıcı göstermeye ne dersiniz? Aşağıdaki alet kutusunu da seviyorsunuz biliyorum
ama artık pek de bir fonksiyonu kalmadı değil mi?”

















“süper bir haber geldi. ilan okey! hem de ürünler şimdi mini cooper hediyeliymiş!
hemen bunu ekleyelim ilana, bir an önce de çıkalım. a unutmadan, iş uzadıkça babalar günü yaklaştı ya, world card metnine babalar günü mesajını ekleyelim.”

















“arkadaşlar, kriz var! ilanların yayını durduruldu, hemen eklemeler yapmamız lazım.
mini cooper çekilişi olduğu için milli piyango resmi yazılarını eklememiz gerekiyor.
yarım saat içinde hazır oluruz di mi?”



















bir maceranın daha sonu.

bakalım nereden nereye gelmişiz:











son söz

hemen ekleyelim, amaç müşteri grubuna yüklenmek değil, zira hepimiz aynı yıpranmayı yaşıyoruz. sadece neler yaptığımızı bilmek, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan ayırmak yolunda yardımcı olabilir belki düşüncesiyle hazırlanmıştır.

[fırat yıldız'dan alıntıdır] te.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder